Ana içeriğe atla

Selçuklu Devletinin Kuruluşu:Selçuk Bey Dönemi



Selçuklu Devleti’nin Kuruluşu:Selçuk Bey Dönemi


Giriş

Bildiğiniz gibi Selçuklu Devleti veya literatürde yer alan ismiyle “Büyük Selçuklu Devleti” gerek Türk gerekse Türk İslam Devletleri açısından çok mühim bir yer işgal etmektedir.Türkler’in Asya Hun Devletinden başlamak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne kadar uzanan bir devlet geleneği vardır.Bu yapıyı bir bayrak yarışı gibi düşünebiliriz.Selçuklular bu bayrağı önceki müstesna Türk devletlerinden alıp Osmanlı Devleti’ne miras bırakmıştır.Bu manada Osmanlı Devleti Selçuklu Devleti’nin mirasçısı konumunda olduğunu söylemekte bir beis görmüyoruz.

Büyük Bir Çınarın Doğuşu

Selçuklular bilindiği gibi Oğuzlar’ın Kınık Boyu’na bağlı bir devlet olarak tarih sahnesinde kendine yer bulmuştur.Selçuklular’ın atası kaynakların işaret ettiğine göre Dokak diğer bir deyişle Dukak adlı bir şahıstır.Dukak Oğuz Yabgu Devleti’nin önde gelen becerikli,cesur,savaşta hayli mahir bir komutanı olmasından mütevellit “Temir Yalığ veya “Demir Yaylı”lakabıyla anılmıştır.Kaynakların ifade ettiğine göre Oğuz Yabgusu Dukak’a çok değer verirdi öyleki başta devlet işleri olmak üzere çeşitli mevzularda icraat yapmadan evvel önce Dukak’a danışırdı.Günlerden bir gün Yabgu ismi bilinmeyen bir Türk topluluğuna sefere çıkmak üzere yola koyuldu.Bunu işiten Dukak yolda Yabgu’nun önünü kesti ona yaptığının yanlış olduğunu anlatırken ikili arasında sert tartışmalar yaşandı.Bu esnada Yabgu bir hışımla kılıcını çekti ve Dukak’ı yüzünden yaraladı.Buna sinirlenen Dukak gürz marifetiyle Yabgu’nun kafasına bir darbe indirip Yabgu’nun kafasının yarılmasına neden oldu onu attan düşürdü.Bu iki önemli devlet adamı daha sonra bir şölen tertib edilip Oğuz Devleti’nin büyükleri ve beyleri tarafından barıştırıldı.Dukak bir müddet sonra sebebi bilinmeyen bir nedenden ötürü vefat etti.Kaynaklar onun ne zaman vefat ettiği konusunda ihtilafa düşer ancak büyük  olasılıkla 875-885 yılları arasında bir zaman dilimi içerinde öldüğüne birliktelik sağlarlar.Dukak hakkında bildiklerimiz bunlarla sınırlıdır.Dukak öldükten sonra kendisi gibi devlet işlerinde becerikli,ok ve kılıç kullanmada hayli mahir olan oğlu Selçuk kısa sürede Yabgu’nun dikkatini çekti.Nitekim bir müddet sonra Yabgu tarafından “Sûbaşılık” rütbesine terfi ettirilmiştir.Sûbaşılık Oğuz Yabgu Devleti’nde ordu komutanlığına karşılık gelmekteydi.Kaynakların ifadesine göre Selçuk bu görevde bulunduğu süre zarfında oldukça iyi bir iş  çıkarmış Yabgu’nun gözünde hayli yüksek bir mertebeye yükselmiştir ayrıca Selçuk’un Yabguya böylesi yakın olması devletin ileri gelenleri arasında hoş karşılanmamış bilakis  kıskanılmıştır.Rivayete göre Bir gün Selçuk Yabgu’nun sarayına gider teamüle uymayarak orada bulunan Hatun ve Şehzadelerin önünden geçerek Yabgu’nun yanı başına oturur.Bu durum Hatun’un hiç hoşuna gitmez.Yabguyu Selçuk’a karşı doldurmaya düşman etmeye çalışır.Der ki:Bu oğlan haddini hududunu giderek aşmaktadır.Eğer biraz daha göz yumduğun takdirde Selçuk ahalininde desteğini alarak yeni  Yabgu olmaya muvaffak olacaktır.En nihayetinde Yabgu Hatunun sözleriyle dolduruşa gelir ve Selçuk’u öldürmenin planlarını yapmaya başlar.Selçuk bunu öğrenince kaynakların verdiği bilgiye göre emrinde 100 atlı,1500 deve ve 50.000 koyun maiyeti ve servetiyle birlikle Cend şehri havalisine göç eder.Selçuk Cend’de yerleşik düzenini kurduktan sonra  ilk yaptığı iş beyliğinin ileri gelenlerini toplantıya çağırıp İslam dinine geçmek olmuştur.Bunun nedeni Cend yöresinin o dönemlerde İslam topluluk ve devletlerine yakın olması ve bölgede hala  kitleler halinde İslam dinine geçişlerin sık görülmesidir.Selçuk toplantıda beyliğinin ileri gelenlerine şöyle seslenmiştir:Biz göç edip yerleştiğimiz bu bölgede herkes tarafından kabul gören İslam dinini kabul etmek mecburiyetindeyiz aksi takdirde gelişip büyüyemeyiz bölgede bulunan diğer devletler arasında kaybolur gideriz.Devletinin ileri gelenlerininde rızasıyla Selçuk ve beyliği Müslümanlığı kabul etmiştir.Selçuk bunun üzerine tahminlere göre Maveraünnehir bölgesinde bulunan bir devletten kendilerine İslam dinini öğretmesi münasebetiyle bir din görevlisi istemiştir.Selçuk İslam dinini kabul etmesinin de verdiği şevkle Müslüman olmayan devletlere karşı cihada erken başlar.Oğuz Yabgu Devletinin vergi almak amacıyla gönderdiği memurları azarlayarak”Müslümanlar kafir devletlere vergi vermez”diyerek huzurundan kovar.Selçuk bu olay vesilesiyle Gayrimüslim devletlere karşı gazaya girişti nitekim muhtelif savaşlarda başarılı da oluyor.Selçuk Cend yöresinde müstakil yurdunu kurmada muvaffak olduktan bir müddet sonra bölgede kanlı bıçaklı olan iki devlet Karahanlılar ve Samaniler mücadelesinden yararlanıp daha da büyüdü öyleki Samaniler Selçuk Bey’i tanıdılar ve  Karahanlılar karşısında Selçuk Bey’den yardım istediler Selçuk Bey yardım istediğini kabul edip oğlu Arslan’ı Samaniler Devleti’ne yardım üzere gönderdi.Samaniler yardıma karşılık Selçuk’a Nur kasabasını yurt olarak verdi lakin burada belirtilmesi gereken bir husus çok önemlidir ki Nur kasabasına Selçuk gitmemiş oraya oğlu Arslan Yabgu’yu göndermiş kendisi büyük olasılıkla 1007 yılında Cend’de vefat etmiştir.


1.Köymen,Mehmet Altay,Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi,Türk Tarih Kurumu,2016,Ankara
2.Sevim,Ali,Merçil,Erdoğan,Selçuklu Devletleri Tarihi,Türk Tarih Kurumu,2014,Ankara
3.Muhammed bin Havendşah bin Mahmud Mirhand,Tabaka-i Selçukiyye,Türk Tarih Kurumu,2015,Ankara


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Osmanlı’da Tanzimat’tan Önce Eğitimin Kısaca Durumu

           Osmanlı Devleti Ve Türkiye Cumhuriyeti’nde Eğitim          Makaleme temel olarak aldığım eğitim konusuna öncelikle Osmanlı Devleti’nde eğitim politikaları ile başlamak istiyorum.Osmanlı Devleti’nde eğitim konusunu 4 safhaya ayırarak  kanımca çok daha iyi bir şekilde işleyeceğiz. 1. Tanzimat Dönemi Öncesi 2. Tanzimat Dönemi 3. Sultan Abdülhamid Dönemi 4. Meşrutiyet Dönemi Tanzimat Dönemi Öncesi Tanzimattan önceki senelerde başlıca iki tane eğitim kurumu vardır.Bunlar Sıbyan Mektepleri ve Medreselerdir.Osmanlı Devleti’nde bulunan ve Payihaht dışında yani yerinde tabirle taşrada yaşayan ebeveynler çocuklarını devletin hemen heryerinde bulunan Sıbyan Mekteplerine gönderirlerdi.Sıbyan Mektepleri halkın yoğun yaşadığı yerlerde bazan sokak aralarında bazanda Camilerin ve Mescidlerin yanında yöresinde bulunurlardı.Bu okullar genellikle özel vakıf veya kişilere bağlı idi.Bu okullar çağın ger...

Gazne Hükümdarı Alptegin’in Adaleti

Gazne Hükümdarı Alptegin’in                   Adaleti Giriş Daha sonraları Gazneliler Devletinin resmi kurucusu olan Alptegin miladi 880-881 yıllarında doğmuştur.Alptegin cesur,güvenilir,çok iyi bir Müslüman askerlerini,kollayan onlara söz dinleten,bir sözüyle kitleleri arkasından sürükleyen bir bahadırdı öyle ki Hindistan’a sefere çıkmadan evvel Belh şehrinde iken çevre beylik ve topluluklara haber göndermiş Hindistan’a gazaya niyetlendiğini söylemiş davasına omuz vermek İslam sancağını yüceltmek gayretinde olanların kendisinin ardınca yürümesini bildirmiştir.Ordusunda 2.200 gulamı bulunan Alptegin’e 800’de atlı asker eklenmiştir.Alptegin Samani emirlerinden biri olan Ahmed b.İsmail’e köle olarak satılmış yukarıda saydığımız özelliklerinden ötürü Samani emirlerinin en has adamlarından biri olmuş bir aralık hacibül hüccablık mevkiine kadar yükselmiştir.Samani Devleti’nin geleceğine yön vermiştir.Gazne Devleti’nin kurusucu Alptegin...